21 Ağustos 2011 Pazar
Hunger
Hani filmler vardır ya o kadar rahatsız edicidir, gerçekleri o kadar sert çarpar ki suratınıza izlerken içiniz sızlar, gördüklerinizi kabul etmek istemezsiniz; Hunger da o filmlerden biri.
Film İrlanda Kurtuluş Ordusu'nun politik suçlu üyelerinin İngiltere'de özel bir hapishanedeki mahkum yaşamlarından yola çıkılarak çekilmiş. Hapishanedeki 75 mahkum temel insani hakları uğruna yıllardır mücadele etmektedir. Battaniye, açlık grevi ve yıkanmama eylemlerine rağmen İngiliz Hükümeti politik suçlu saydığı bu insanlara istediğini giyme dahil hiç bir hakkı tanımamakta ve türlü eziyet etmektedir. Hareketin başı olan Bobby Sands İrlanda Halkı'nın özgürlüğü için dünyanın ilgisini çekmek uğruna tekrar açlık grevine başlar. Özgürlüğü elde etmenin yolu açlıktan ve onlarca insanın sefalet içerisinde ölmesinden geçmektedir.
Hunger çok çarpıcı bir film. Film boyunca oldukça az ama öz diyaloglarla sadece karakterler ve eylemler konuşuyor. Bir insanın normalde bulunmaması gereken hapishane ortamında, insanın yaşamayı bırakın görmemesi gereken olaylar tüm çıplaklığıyla önünüze seriliyor. Bu açıdan baktığımızda kıyametleri kopardığımız anti-Türk Midnight Express Hunger'ın yanında tüy siklet kalır diyebiliriz.
Hunger'daki atmosfer en az konu kadar rahatsız edici ve sert; yemeklerle boyanan hücre duvarları, ölesiye dayakla yıkanan mahkumlar, haberleşmek için kullanılan notların gizlendiği yerler, 24 saat gün yüzü görmeden hücrede geçirilen yıllar. Filmde bazı sahneler özellikle size yaşananları düşündürmek için uzun tutulmuş; bir mahkumun pencerede açtığı delikte bulduğu bir karasinekle teması, her akşam protesto için koridora mahkumlar tarafından dökülen idrarın bir gardiyan tarafından koridor boyunca temizlenmesi bu sahnelerden ikisi. Bunun yanında filmin baş kahramanı Bobby Sands'in davasını Peder Moran'a anlattığı sırada ikilinin diyaloğu, Bobby'nin sigaralı sahnelerinin insanda uyandırdığı o ümitsizlik hissi ve tabii ki Bobby'nin 66 gün süren ve neredeyse bizim de hissettiğimiz açlık grevi günleri gerçek anlamda vurucu sahneler.
Bobby karakterini canlandıran başroldeki Michael Fassbender'ın oyunculuğu oldukça tatmin edici, özellikle açlık grevindeyken inanılmaz oynamış. Anne tarafından İrlanda'lı olan Fassbender rolün hakkını sonuna kadar veriyor sadece gözlerinde bile özgürlük uğruna kendini feda eden ama yaşamayı ölesiye isteyen o ruhu görebiliyorsunuz.
Bildiğimiz hapishane temalı filmlerden farklı, sert, acımasız ve gerçekleri tüm çıplaklığıyla size gösteren Hunger bence insanlığın en büyük dramlardan biri olan İngiltere-İrlanda kavgasını öğrenmek ve yaşamak için mutlaka izlenmesi gereken bir film. İzlerken oldukça rahatsız olacaksınız ama insanoğlunun ruhunu keşfetmeye biraz daha yaklaşacaksınız.
B.Kumbay / 21.08.2011
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Apple Airtag ile Kedi Takibi
Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...
-
Gerek film gerek kitap olsun serilere bayılırım, tabii özellikle bilimkurgu-fantastik türüne. Açlık Oyunları serisi arka kapağında Stephe...
-
5.01 Sympathy for the Devil Geçen seneki kadar olmasa da gayet güzel bir sezon başlangıcı yaptık. Supernatural'da artık sona yaklaşıldığ...
-
BAY MERCEDES Mavi Unutmanın Rengidir… 10 Nisan 2009, sabaha karşı. Ekonomik krizden nasibini almış binlerce işsiz in...
2 yorum:
İndiriyorum, en kısa zamanda izleyeceğim. Ellerine sağlık, teşekkürler. =)
Ben teşekkür ederim, umarım beğenirsin yorumlarını bekliyorum.
Yorum Gönder