8 Ocak 2020 Çarşamba

Dracula

Dracula en sevdiğim fantastik karakterdir, vampirlere de bayılırım ama eski vampirlere; güneşe çıkamayan, sarımsak görünce kaçan, tahta kazıkla işleri bitirilen vampirlere. Modern vampirleri sevmiyorum özellikle 2000 ve sonrası işin suyunu iyice çıkardılar. Güneş kremi sürüp gündüz dolaşan vampir mi olurmuş! Neyse gelelim asıl meselemize; konumuz BBC Dracula dizisi yaptığı için havalara uçan bir adet Dracula hayranı ben. Peki uçmama değdi mi? Hem de nasıl! Bundan sonrası diziyi izlemeyi düşünenler işin uygun değil, düşünmeyenler okumaya devam edebilir.

Öncelikle; ‘ilk iki bölüm şahaneydi son bölümü izlemeyeydik keşke’ diye dövünen birden çok izleyici gördü bu gözler ve inanamadı. Benim için; ilk bölüm harika bir başlangıç, ikinci bölüm iyi bir gelişme ve son bölüm vurucu bir final bölümüydü ve en çok üçüncü bölümü sevdim hatta bayıldım desem yeridir. Dizide en çok sevdiğim şey Dracula’nın kendisi oldu, Claes Bang iyi bir oyuncu, yakışıklı olduğunu söyleyemem ama o nasıl bir karizmadır arkadaş, şimdiye dek izlediğim en iyi Dracula karakteriydi hem hal tavır, hem oyunculuk, hem diyaloglar şa-ha-ne. Diziden iki diyaloğa yer vereyim kendiniz karar verin:

Kötü kitaba tahammüIüm yok. Ya senin?
Kitap bir ilişkidir, yazarla okur arasında bir sözleşme gibidir ve anında kitabın içine çekilmek isterim. Ne de olsa insanın vakti sınırlı. Kont Dracula
                                           
Dracula: ArkadaşIık etmeyi ve insanları severim.
Agatha Van Helsing: Niye öIdürüyorsun o zaman?
Dracula: Sen niye çiçek topluyorsun?

İş bununla da bitmiyor, dizinin üçüncü bölümünde 100 yıllık uykunun ardından modern dünyaya gözlerini açan 500 yaşında bir insan görüyoruz. Bu savaş lordu beş dakikada internetten avukatını çağırıp on dakikada mail atmayı çözüyor; internet aleminden kanını içeceği insanları seçiyor, onlarla yazışırken vampir emojisi kullanıyor ve bunları yaparken karizma ve soğuk kanlılık %100 seviyesinde. Claes Bang’in karaktere katkısı büyük ama başta senaryo harika yazılmış. Hatta kimseciklerin beğenmediği final de bence ayağa kalkıp alkışlamalık olmuş. Koskoca Dracula, tek düşmanının kendi korkuları olduğunu fark edip en büyük korkusuyla yüzleşir en büyük düşmanıyla el ele iken yapar bunu, valla başka türlü bitse ben beğenmeyecektim iyi oldu böyle varın siz beğenmeyin. Diziyle ilgili iki ufak hayal kırıklığım var; ilki Mina’nın görünüp kaybolması, bu sefer bayrak Lucy’deydi (bu arada kedilerimin isimleri Mina ve Lucy bilenler bilir) ikincisi ise koskoca Dracula bayat kandan zehirlenip ölmemeliydi başka bir şeyler bulabilirlerdi sanki, neyse. Kısacası; tadı damağımda kaldı, keşke beş bölüm olsaydı, hemen best of listeme ekleniyor kendisi.

Bu arada sevdiğim diğer vampirlerden de kısaca bahsetmek istedi canım.

Gary Oldman - Bram Stoker’s Dracula (1992)
İzlediğim en korkunç ve tiksinç Dracula’dır. Film tartışmasız türünün en iyilerinden, oyuncular zaten efsanedir. Filmin kurgusunun bir aşk üçgeni üzerine kurulu olması kendisini çok sevmeme engel teşgil etmektedir. Dracula dizisi ile Bram Stoker’s Dracula arasında baya benzerlik ve bağlantılı nokta var, iki uyarlamada da hemen hemen karakterler aynı, başlangıç sahneleri aynı, Mina’nın yazdığı mektupların içeriğine kadar aynı. En büyük fark Mina faktörü ve filmdeki Van Helsing Anthony Hopkins iken dizideki Van Helsing bir rahibe.

Jonathan Rhys Meyers - Dracula (2013, dizi 1 sezon)
İzlediğim en efendi Dracula’dır. Yeniden doğan eski karısı Mina’yı elde etmek için sosyal statüsünü ve parasını kullanır ve amacına da ulaşır. Maalesef oldukça eğlenceli olan bu dizi 1. sezonun sonunda iptal edildi (tabii ki çünkü ben izliyordum)

Luke Evans - Dracula Untold (2014)
İzlediğim en yakışıklı Dracula’dır. Klasik hikayeyi devam ettiren filmin tek farkı Vlad’ın nasıl Dracula olduğunu izlememiz. Filmde Dominic Cooper’ın olması ve kendisinin Fatih Sultan Mehmet’i canlandırması beni bitiren etkenlerden yani senaryo kötü mötü ama oyunculara hasta olduğumdan en sevdiğim Dracula filmidir (evet)




Chris Sarandon - Fright Night (1985)
Jerry Dandridge Dracula değildir ama şimdiye dek izlediğim en baba vampirdir kendisi ve bana vampirleri sevdiren karakterdir. Film kara komedidir ve hatta bazı sahneleri ciddi korkunçtur, zamanının en iyi korku filmlerinin başında gelir. Sonradan ikincisi de çekilmiş hatta remakei yapılmıştır (2011 - Jerry’yi Colin Farrell canlandırdığı için bende etkisi sıfır olmuştu fakat Charley Beewster’ı canım Anthon Yelchin (toprağı bol olsun) oynuyor o yüzden izledim ve sevdim) Yine de yenileri geçin muhakkak ilk filmi izleyin (de vampir görün)




James Marsters - Buffy The Vampire Slayer
Spike evet, Angel değil Spike (Spike’cıyız)

Hugh Jackman - Van Helsing
Dracula’yı sevip de Van Helsing’i sevmemek olamaz (özellikle bu kadar yakışıklıysa).

Listem bu şekilde. Efendim, biri Twilight mı dedi? Hııı hııı
Vampirler kan emen katillerdir, lütfen yüzlerine sim serpmeyiniz.

Burcu Kumbay, 08.01.2020

Apple Airtag ile Kedi Takibi

  Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...