19 Haziran 2019 Çarşamba

Kült

Kült
Orkun Uçar
Sayfa sayısı: 195, Basım Yılı: 2019, Dedalus Kitap

Baştan açık açık yazıyorum; Orkun Uçar sevdiğim (ve okuduğum) bir avuç Türk yazardan biridir. Bu incelemeyi okurken bunun etkilerini bol bol göreceksiniz fakat tabi ki fanatik bir okur olmadığım için kitabı her yönüyle ele almaya çalıştım ki bunu Stephen King incelemelerimde de görebilirsiniz (Sadık Okuyucu olmama rağmen). Yazıda ispiyon var ama yeri gelince uyarısını göreceksiniz zaten, o halde başlayalım.

Öncelikle; hayatımın yarısını Kara Kule’nin ve Habis Üçlemesi’nin bitmesini bekleyerek geçirmiş bir okuyucu olduğumu belirtmeliyim, hala da bekliyorum ama sabrın sonu selamet demişler (ya da ölüm). Kült’ü elime aldığımda Habis Üçlemesi gibi bir kitap beklemiyordum, konusunu da okumamıştım açıkçası sadece seveceğimi hissetmiştim, çok şükür öyle de oldu. Kitabı yazılacak milyon tane raporum olduğu bir günde başladım ve bitirdim, elimden bırakabilirdim ama istemedim; bir günde bir sezonu biten diziler gibi tükettim çünkü bitmese gözüm arkada kalırdı.

Kült, kahramanımız Ouz Kök’ün imza günüyle başlıyor. Güzel bir hayranı tarafından bilinmeyen bir maceraya çekilen Ouz’un başına gelmeyen kalmıyor. Orkun Uçar hikayenin türü için ‘psikedelik punk bilimkurgu’ demiş, ben ‘bilimkurgu-fantastik-inception’ diyorum. Kült, Inception gibi katmanlardan oluşuyor ve çok da konsantre ve renkli (aynen kapağı gibi) olmasına rağmen Orkun Uçar’ın sade ve eğlenceli dili ile yapısındaki kaosu en iyi şekilde aktarıyor okuyucusuna. Hikayedeki benzetmeler ve atıflar (Starwars, Star Trek, LOTR, Annie Wilkes’den tutun ve devam edin) hoşuma gitti, yazar kaliteli malzemeyi seçmiş ve bundan lezzetli bir uzay pastası yapmış. Bilimkurgu sevenlerin beğeneceğini düşündüğüm bir kitap Kült, bir şans verin derim.

Bundan sonrası ispiyonlu topraklar.

Orkun Uçar Kült’ü yazarken bir çok eserden (kitap, film, dizi) esinlenmiş. Bariz anlaşılanlar ve tahmin ettiklerim var özellikle kitabı okuyanlardan yorum alabilmek için burada paylaşmak istiyorum.

Sadık Okuyucu olarak Stephen King esinlenmelerinden başlayayım; öncelikle açık seçik bir Kara Kule esinlenmesi hatta bağlantısı var hikayede.

“Görüntüdeki piramidin tepesini işaret ettim. ‘En üst kata kadar çıkmalı ve gerçeği öğrenmeliyim. Bu makineyi kim neden yaptı, nereye gidiyoruz? Bunun için üretildim, eğitildim. Ben veya kardeşlerimden biri bunu başaracak. Gölgeler yanıtı bulana dek bizleri göndermeye devam edecek.’”

Gözünüzün önüne Kara Kule’nin tepesine çıkmak için yollara düşen Roland ve Ka-Tet’i geldi mi? Geldiyse bendensiniz.

Bunun yanında, Dünya Madun’un hükümdar ‘Kızıl Kraliçe’si, Dokuz’un tepesine ulaşmak için uğraştığı piramidin dışında mekanik örümcekler olması. Dokuz’un bir ‘Bahçıvan’ olması. Düzalem’in üzerinde devasa bir kubbe bulunması, ilk başta gözüme çarpanlar.

Gelelim ikinci esinlenmeye, aslında bu da açıkça bir saygı gösterisi olmuş. Kitabın içindeki Ouz’un bizlerle paylaştığı hikaye bariz bir şekilde The Expanse’e bir saygı-sevgi gösterisi olmuş hatta Ceres ve Kuşak’ı olduğu gibi kullanmış Ouz Bey. Bunu kesinlikle kınamak için yazmıyorum hatta bence çok da güzel olmuş, diziye bayılıyorum ve yeni sezon gelene kadar bu hikaye bana ilaç gibi geldi. Keşke herkes Ouz Bey gibi sevdiklerine sıkı sıkı sarılıp onlardan hikaye yazabilse (Ouz Bey’den kaçan kurtulamıyor gerçi)

Ve sonuncu ‘bence esinlenmesi’. The Nines (2007) diye bayıldığım bir film vardır, kitabın son bölümü ‘Bahçıvanın Dönüşü’nü okumaya başladığım an aklıma direkt The Nines geldi ve sonunda Ouz’un adının aslında ‘Dokuz’ olduğunu görünce bu hipotezim birazcık teoriye dönüşmüş olabilir, tesadüf de olabilir tabi (tesadüf diye bir şey olmasa bile). Bir de Ouz-Kroton ilişkisi azıcık Guardians of the Galaxy Peter-Ego ilişkisine mi kaymış? Tamam susuyorum.

Orkun Uçar bu yazımı okur mu bilmiyorum (umarım okumaz) ama tekrar söylemek istiyorum tarzını çok beğeniyorum. Başka yazar olsa büyük ihtimal ‘onu da çalmış bunu da çalmış’ şeklinde bir inceleme olurdu bu ama o kadar güzel esinlenmiş ve saygı duruşu yapmış ki o kadar olur. Kitapla ilgili tek sıkıntım kısa olması onun dışında yok, antikahraman kahramanımızı bile sevdim ki ben sevmem deadpool tarzı karakterleri. Keşke Orkun Uçar Stephen King gibi her yıl bir kitap yazsa da zevkle okusak. Bu ülkeye daha çok Orkun Uçar’lar lazım, bilimkurgu lazım, fantastik lazım. Bu kitabın film uyarlaması lazım bize ya da daha güzeli dizi uyarlaması lazım, isteyelim kim bilir belki olur.

Burcu Kumbay, 18.06.2019



Apple Airtag ile Kedi Takibi

  Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...