21 Ekim 2018 Pazar

The Haunting of Hill House

Bu inceleme ‘bana korku dizisi önersene’ diye sürekli soran arkadaşlarıma geliyor, hiç kuşkusuz The Haunting of Hill House’ı listenizde ilk sıraya yazabilirsiniz.

Perili evler korku sinemasının ve beyaz ekranın jokeridir, özellikle Shirley Jackson’ın kitabından uyarlanan The Haunting (1999)’i izlemeyen ve sevmeyen korku sever yok gibidir. Bunun yanında American Horror Story’den Supernatural’a kadar birçok yapım perili ev konusunu işlemiştir. Bana göre bu türün en güzel örneklerinden biri King’in Rose Red’idir. Stephen King Shirley Jackson’ı çok sevdiğini ve özellikle The Haunting of Hill House’ı baş yapıt olarak gördüğünü Danse Macabre kitabında anlatır. Rose Red’in senaryosunu yazarken bu kitaptan esinlendiği tartışmasız bir gerçek. Tam King’in diziyi beğenip beğenmediğini merak ederken geçenlerde bu tür modernleştirilmiş uyarlamaları sevmediğini (keşke kendi uyarlamaları için de söyleyebilse bunu) fakat dizinin harika olduğunu, Mike Flanagan’ın harika bir iş çıkardığını ve Shirley Jackson’ın bunu muhtemelen onaylayacağını içeren bir tweet attı. Mike Flanagan’ın buna tepkisi ise şahane oldu, ben de olsam aynı tepkiyi verirdim tabi.

Diziye gelirsek; ispiyon vermeden kısaca konusu anne-baba ve 5 çocuktan oluşan bir aile antik ve devasa bir eve yerleşiyor. Anne-baba evi restore edip satmak ve bu parayla hayallerindeki evi inşa etmek istiyor. Çocukların derdi ise güzel bir yaz tatili geçirmek. Ama beklenen oluyor, yaşayan ev uzun süredir aç kalmış ve onun için yemek vakti.

Dizi Netflix yapımı, toplam 10 bölüm. Yönetmen yeni nesil korku filmlerinden tanıdığımız Mike Flanagan, kendisi başarılı King uyarlamalarından biri sayılabilecek Gerald’s Game’i de Netflix için yönetmişti. Oyuncular çok iyi; Timothy Hutton, Henry Thomas, Michiel Huisman, Oliver Jackson-Cohen, Carla Gugino, Annabeth Gish çok sevdiğim çok iyi oyunculardır, bir arada o kadar uyumlu olmuşlar ki. Dizinin kurgusunda geçmiş ve şimdiki zaman var ve geçmiş zamanda geçen hikayenin küçük oyuncuları o kadar iyi ki teker teker hepsine hayran kaldım. Soundtrack The Newton Brothers’ın ve türü sevenler kesinlikle kaçırmamalı, efektler çok iyi, atmosfer çok iyi ama dizi ile ilgili beni en çok etkileyen şey izlerken -özellikle son bölümde- beni korksam mı ağlasam mı ikilemine düşürmesi oldu. Korku-gerilim dozu dram dozu ile oldukça dengeli ayarlanmış ve bu olaylara gerçeklik katmış, izlerken empati seviyeniz en üst düzeyde oluyor ve kendinizi kaptırıyorsunuz ki bu bir dizinin-filmin kalitesinin en önemli kriteridir benim için. İlk bölümden son bölüme kadar ama özellikle finalde çok zevk aldım, korktum, gerildim ve Crane’lere ciddi anlamda üzüldüm. Filmin içindeki ‘easter eggs’ dedikleri göndermeler de çok zekiceydi, örneğin ilk bölümde Luke’un ağaç evinde oyuncak bir E.T. ile oynadığını görüyoruz; Luke’un babası Henry Thomas E.T.’nin çocuk oyuncusunun ta kendisi, bunları yakalamak da çok keyifliydi.

İşte böyle bir dizi The Haunting of Hill House. İzlemeyen korku-gerilim severler sonradan pişman olurlar ama korkuya dayanamıyorsanız sakın ha izlemeyin üç gün uyuyamazsınız benden söylemesi. İkinci sezon gelir mi bilmiyorum, aynı aileyle gelmesi çok düşük bir intimal belki başka aileyle gelebilir ama aynı zevki alacağımı sanmıyorum o yüzden gelmesin, güzel şeyler güzel olarak kalsın efsane olsunlar, bu dizi de onlardan biri olsun.

Not: İzleyecek olanlar 9. ve 10. Bölümleri mümkünse yattığınız yerden izleyin, örneğin araba sahnesinde oturduğunuz yerden düşme ihtimaliniz var çünkü.



BKumbay, 21.10.2018

Apple Airtag ile Kedi Takibi

  Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...