10 Ocak 2016 Pazar

Çocukluğun Sonu

20. yy’ın sonları, insanoğlu uzayı keşfe çıkmanın eşiğindeyken bir gün büyük başkentlerin üzerlerine devasa uzay gemileri yerleşiyor. Kendilerini insanoğlunun varlığını korumak ve gözetmek amacıyla gelmiş Hükümdarlar olarak tanıtan bu bilinmez uzaylı ırkın sözcüsü Karellen; dünya dillerini çok iyi konuşuyor, insanoğlunu çok iyi tanıyor ama yüzünü göstermemekte ısrarlı. Karellen yüzyüze olmasa da uzay gemisinde tek bir insan ile görüşüyor; BM Genel Sekreteri Rikki Stormgren. Stormgren dahil insanlar Hükümdarlar’a boyun eğiyor; savaş, kıtlık, açlık, hastalık bitiyor, insanoğlu altın çağını yaşamaya başlıyor. Peki hükümdarlar neden yüzlerini insanlığa göstermiyor?

Arthur C. Clarke’ın başyapıtı Çocukluğun Sonu gerçek ve sağlam bir bilimkurgu. Yıllardır birçok bilimkurgu filmine ve hikayesine esin kaynağı olmuş; aslında bildik bir konusu varmış gibi görünen ama okuyucuya sağ gösterip sol vuran derin bir konusu var. Okuduğuz ve izlediğimiz uzaylı temalı eserlerde genelde uzaylılar ya kötüdür ya iyi; genelde dünyayı ve kaynakları sömürmeye gelmiş zalim yaratıklardır. İyi olanlar da maalesef insaoğlunun zalimliğinden nasiplerini alır, canlarını zor kurtarırlar, Çocukluğun Sonu ikisine de benzemiyor bu bakımdan farklı olduğu su götürmez bir gerçek. Bilimkurgu severlerin kesinlikle okuması gereken yapıtlardan biri, düşündüren, hüzünlendiren ve dehşete düşüren bir yapıt.

Çocukluğun Sonu bu güne dek sinemaya veya televizyona uyarlanmadı. Halen uyarlanmadı diyebiliyorum çünkü henüz geçen hafta SyFy’da iki bölüm halinde gösterilen “Childhood’s End”in Arthur C. Clarke’ın kitabıyla alakası yok, sadece olayların başlangıcı, bazı karakterlerin isimleri ve Hükümdarlar’ın görüntüsü benzeşiyor o kadar. İşin gerçeği Childhood’s End’e uyarlama demek hakaret bana göre çünkü diziyi izleyen biri kitabı asla okumayacaktır hatta kitaba sövmesi olası. Sen git konuyu çarpıt, baş karakterlerin sadece isimlerini kullan, araya aşırı aşk ve duygusallık ekle, olayların nedenini sonucunu asla açıklama, hikayenin en önemli yerlerini atla, görmemiz gereken yerleri gösterme, kitaptaki 60 yıllık zaman dilimini 10 yıla indir ve konuyu leblebi gibi ye sonra da Arthur C. Clarke’ın eserinden uyarlanmıştır de; resmen terbiyesizlik. Size bir dost tavsiyesi; dizinin kitapla alakası yok o nedenle oturup kitabı okuyun, dizi kendi başına bile izlenecek matahlıkta değil, izlemenizi asla tavsiye etmiyorum. Kitabı bitirmemle diziyi izlemem arasında sadece bir gün var, bu konuda kendimden gayet eminim.

‘Ve Karellen ilk o zaman öfkelenmişti; ya da öfkeli bir tavır takınmıştı. “Birbirinizi dilediğiniz gibi öldürmekte özgürsünüz” diyordu mesaj. “Ve bu sizinle kanunlarınız arasındaki bir mesele. Ancak yemek ve nefsi müdafa dışında dünyayı paylaştığınız canlılara kıymaya kalkarsanız karşınızda beni bulacaksınız.”’

Hükümdarlar’ın icraatlarından ilki yukarıda bahsi geçen şey; kavga edip birbirimizi yemekte özgürüz ama diğer canlılara zarar vermemiz yasak. Gizli örgütler kurup Hükümdarlar’a karşı gelme özgürlüğümüz var ama şiddete başvurursak sonucuna katlanırız. Yani özgürüz, onlar iyiliğimizi istiyor, gelişmemizi istiyor, soyumuzun yok olmasını önlemek, birbirimizi tüketmemizi engellemek için burdalar, tabi yerseniz.

Çocukluğun Sonu’nun aslında insanoğlunun sonunu anlatması; kitabın şimdiye dek bildiğimiz ve beklediğimiz uzaylı istilasına tamamen yeni bir bakış açısı getirmesi, kendimize yakın gördüğümüz karakterlerin kitap boyunca bulunmaması (60 yıllık zaman diliminde ölüyorlar örneğin Stormgren sadece başlangıçta var, Karellen ile işi bittiğinde sahneden çekiliyor), insanlığın kıyamet senaryolarından “kısırlığı” ve hepimizin beklediği “aydınlanma çağı”nı birleştirmesi, tanrı olarak gördüğümüz yaratıcı gücün yarattığı insanlığın sonunu getirmesini ve en önemlisi insanoğlunun asla tatmin olmamasını okumak eşsiz bir deneyim. Özellikle ruhundan vahşetin ve kaosun çekilerek alındığı bir insanoğlunun yaratıcılığını tamamen kaybetmesi Clarke’ın evrimleşme ve altın çağ için hissettiklerinin bir yansıması ve çok etkileyici. Merakına yenilen bir bilimadamının gizlice Hükümdarlar’ın gezegenine gitmesi ve gördüğü ve öğrendiği her şeyi insanlara anlatmak için geri döndüğünde kıyametin içine düşmesi; insanoğlunun sonunu getiren şeyin yine insanoğlunun kıymetlisi çocuklar olması, Hükümdarlar’ın tam anlamıyla şeytani dış görünüşleri gibi çok enteresan detaylarla süslenmiş sonu üzücü hatta dehşet verici bir hikaye Çocukluğun Sonu, insanlığın sonu.

Kıssadan Hisse; ey uzaylılar geldiyseniz yüzünüzü gösterin bir kere. Savaş için geldiyseniz her türlü varız, barış için geldiyseniz fazla bekleme yapmayın işimiz var, daha 3. Dünya savaşını çıkaracağız.

Burcu Kumbay – 10.01.2016
 


Hiç yorum yok:

Apple Airtag ile Kedi Takibi

  Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...