BUNU ÖLMEK OLARAK DÜŞÜNME, dedi Ölüm, YALNIZCA TRAFİĞE YAKALANMAMAK
İÇİN ERKENDEN YOLA ÇIKMAK OLARAK DÜŞÜN. (Kıyamet’e saatler kala)
Bazı kitaplar vardır; size öyle
bir pencere aralarlar ki hiç bilmediğiniz dünyalardan, okurken kendinizi
kaybeder, okuduktan sonra kitabı baş ucunuzdan ayırmazsınız. Hayatınızı, bakış
açınızı, ruh halinizi değiştirme gücü olan kitaplardır bunlar, Kıyamet Gösterisi
gibi kitaplardır.
Kıyamet Gösterisi: Cadı Agnes Çatlak’ın Dakik ve Kat’i Kehanetleri (Good Omens: The Nice and Accurate Prophecies of Agnes Nutter, Witch) Terry Pratchet ve Neil Gaiman gibi iki usta kalemin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan inanılmaz eğlenceli bir kitap. İşin özünde gezegenin ve insanlığın sonu olan Kıyamet var karşımızda, ortalık melekler ve iblislerle dolu, Deccal gücünü toplamış kaderinde yazılı olan şeyi yapacak yani dünyanın sonunu getirecek.İnsanlar ne olduğunu anlamasa da ortalığa kaos hakim olunca ister istemez olaya dahil oluyorlar. Cadılar, cadı avcıları, Mahşer'in Dört Atlısı, uzaylılar, Atlantis, Tibetliler derken işler arap saçına dönüyor ve siz tüm bunları kahkahalarla okuyup okurken de kendinizden geçiyorsunuz.
Kitabın kurgusu inanılmaz, konu zaten sağlam yani kim istemez ki Deccal’in küçüklüğünü öğrenmek, kıyamet nasıl kopuyor bilmek, melekler ve iblisleri savaşırken görmek? Ben isterim ve açıkçası kıyamet kitaptaki gibi gelecekse eğer hergün kıyamet kopsun kabulümdür. Hikayenin diline gerçek anlamda bayıldım, içerdiği espri öğeleri deli dehşet güzel. Olaylar sizi güldürüyor, karakterler güldürüyor, altbilgiler bile güldürüyor hem de nasıl (aşağıda Leonardo DaVinci ile ilgili birini okuyabilirsiniz mesela) fakat bu hikayenin sulu sepken komedi olduğu anlamına gelmiyor çünkü değil. Kıyamet Gösterisi’ndeki espriler büyük bir (aslında iki) zekanın ürünü, çok inceler, çok kaliteliler, sesli olarak kahkaha atarak okuduğum başka bir kitap daha bilmiyorum (komedi türünden de pek haz etmem). Hikayenin karakterleri özelikle son yıllarda pek bir gündemde olan öte dünya-cennet-cehennemin sınırlarında gezenlerden olunca (bkz. Supernatural, Lucifer, Sleepy Hollow vb.) bu türü sevenlerdenseniz eğer hiç durmayın, kitabı okumak için bir saniye bile beklemeyin çünkü esas oğlanların biri melek biri ise esaslı bir şeytan ve ikisi oldukça iyi anlaşıyorlar. Durum böyleyken birbirleriyle savaşacaklarına kıyametin kopmasını engellemek için işbirliği yapıyorlar ve sizi oldukça eğlendiriyorlar.
Kıyamet Gösterisi: Cadı Agnes Çatlak’ın Dakik ve Kat’i Kehanetleri (Good Omens: The Nice and Accurate Prophecies of Agnes Nutter, Witch) Terry Pratchet ve Neil Gaiman gibi iki usta kalemin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan inanılmaz eğlenceli bir kitap. İşin özünde gezegenin ve insanlığın sonu olan Kıyamet var karşımızda, ortalık melekler ve iblislerle dolu, Deccal gücünü toplamış kaderinde yazılı olan şeyi yapacak yani dünyanın sonunu getirecek.İnsanlar ne olduğunu anlamasa da ortalığa kaos hakim olunca ister istemez olaya dahil oluyorlar. Cadılar, cadı avcıları, Mahşer'in Dört Atlısı, uzaylılar, Atlantis, Tibetliler derken işler arap saçına dönüyor ve siz tüm bunları kahkahalarla okuyup okurken de kendinizden geçiyorsunuz.
Kitabın kurgusu inanılmaz, konu zaten sağlam yani kim istemez ki Deccal’in küçüklüğünü öğrenmek, kıyamet nasıl kopuyor bilmek, melekler ve iblisleri savaşırken görmek? Ben isterim ve açıkçası kıyamet kitaptaki gibi gelecekse eğer hergün kıyamet kopsun kabulümdür. Hikayenin diline gerçek anlamda bayıldım, içerdiği espri öğeleri deli dehşet güzel. Olaylar sizi güldürüyor, karakterler güldürüyor, altbilgiler bile güldürüyor hem de nasıl (aşağıda Leonardo DaVinci ile ilgili birini okuyabilirsiniz mesela) fakat bu hikayenin sulu sepken komedi olduğu anlamına gelmiyor çünkü değil. Kıyamet Gösterisi’ndeki espriler büyük bir (aslında iki) zekanın ürünü, çok inceler, çok kaliteliler, sesli olarak kahkaha atarak okuduğum başka bir kitap daha bilmiyorum (komedi türünden de pek haz etmem). Hikayenin karakterleri özelikle son yıllarda pek bir gündemde olan öte dünya-cennet-cehennemin sınırlarında gezenlerden olunca (bkz. Supernatural, Lucifer, Sleepy Hollow vb.) bu türü sevenlerdenseniz eğer hiç durmayın, kitabı okumak için bir saniye bile beklemeyin çünkü esas oğlanların biri melek biri ise esaslı bir şeytan ve ikisi oldukça iyi anlaşıyorlar. Durum böyleyken birbirleriyle savaşacaklarına kıyametin kopmasını engellemek için işbirliği yapıyorlar ve sizi oldukça eğlendiriyorlar.
“Tek duvar süsü bir tabloydu – Leonardo da Vinci’nin orijinal Mona Lisa
eskizi. Crowley onu sıcak bir Floransa akşamında ressamın kendisinden almıştı
ve nihai resimden daha üstün olduğunu düşünüyordu. 1 Leonardo da
onunla aynı fikirdeydi. ‘Eskizde hatunun lanet tebessümünü doğru yapmıştım’,
demişti Crowley’ye, öğle güneşi altında soğuk şarap yudumlarken, ‘ama boyadığım
zaman her yere taştı. Tabloyu teslim alırken kocası bana iki çift laf etti; ben
de ona, “Signor del Giocondo, sizden başka kim görecek ki?” diye yanıt verdim.
Her neyse… şu helikopter dene şeyi bir daha anlatsana?’”
Aziraphale ve Crowley; Muhteşem İkili
Karakterler kitabın en güçlü yanı
olduğu için kısaca bahsetmeden geçemeyeceğim. Hepsini ayrı ayrı ısırmak
istiyorum onu da belirtmem gerek.
Aziraphale: Esas oğlan meleğimiz,
oldukça nazik bir beyefendi, iyiliğin timsali, antika kitap koleksiyoncusu aynı
zamanda. Cennetin koruyucularından önemli bir melek olduğunu söylemekte fayda
var, bozulan şeyleri tamir etmeyi pek seviyor, bazen abartıyor ama olsun.
İnsanlığın başlangıcından beri ortalarda dolanıyor ve tabiri caizse ciğerimizi
biliyor, kankası Crowley ile pek iyi anlaşıyor.
Crowley: Esas oğlan iblisimiz,
orijinde kendisi Adem ile Havva’yı baştan çıkaran yasak elma vakasındaki yılan.
Olaydan sonra kendini dünyada buluveriyor, siyah gözlükleri ve antika Bentley’si
ile her türlü yasağı çiğnemeyi ve müzik dinlemeyi pek seviyor, bir de
insanoğlunu baştan çıkarmayı. Aziraphale ile arası çok iyi, yüzyıllardır
birlikte insanoğluyla uğraştıklarını düşünürsek bu gayet normal bir durum.
Adam Young (
): Kendisi Deccal – Şeytan’ın Oğlu, henüz 11
yaşında olmasına rağmen tabiatı gereği karizmatik bir çete lideri. Üç arkadaşı
ve minik köpeği “Köpek” ile Tadfield’da mutlu mesut yaşıyor.
Köpek: Köpek tek derdi
efendisinin – ki bu Adam oluyor – isteklerini yerine getirmek, çayır çimen
yuvarlanmak, kedi kovalamak ve diğer köpeklerle içli dışlı (!) olmak olan bir
cehennem köpeği. Bilen bilir Cehennem Köpeği nedir, Köpek hikayenin en
eğlenceli karakterlerinden biri.
Agnes Nutter (Çatlak): Kitabın isminde geçen zamanının en
tehlikeli (!) cadılarından ve medyumlarından. Bilmediği şey yok, hatta biraz
fazla şey var.
Anathema Device (Araç): Agnes’ın soyunun en küçüğü, kendisi
cadı ve okültist olan Anathema Agnes’in kehanetlerine göre yaşıyor ve kıyametin
gelmesini bekliyor, bir de kısmetinin.
Newton Pulsifer: Agnes’in peşindeki cadı avcısı büyük büyük
babasının izinden giden Newton son cadı avcısı, en azından şu an öyle olduğu
kesin.
Mahşer’in Dört Atlısı: Ölüm, Savaş, Kıtlık ve Kirlilik. At
yerine motosiklet kullanıyorlar ama atlarına bincekeleri günü sabırsızlıkla
bekliyorlar. Özellikle Kıtlık dehşet bir adam, zekası insanı kalpten götürecek
cinsten.
Onlar: Adam Young’ın lideri olduğu çete. Bir kız ve üç
oğlandan oluşan Onlar çetesi Tadfield’ın kabusu (!).
Metatron: Tanrı’nın sesi.
Beelzebub: Cehennem Bekçisi, Sineklerin Tanrısı.
Ve burda bahsetmediğim bir dolu rengarenk karakter.
Kıyamet Gösterisi okurken tek bir
satırında dahi sıkılmadığım ve nasıl bittiğini anlamadığım bir kitap. Kitabı
tek bir kelimeyle anlatmam gerekirse Muh-te-şem-di! demem gerek. Kesinlikle ilk
beş listemde hatta tekrar okudukça en sevdiğim kitap dedirtebilir bana. İnanılmaz
eğlenceli, türünün müthiş bir örneği. Kitap bittikten sonra üzülmeye fırsat
bulamadan son sözü ve yazarların birbiri hakkında yazdıklarını kahkahalar
eşliğinde okuyorsunuz. Neil Gaiman ve Terry Pratchet (toprağı bol olsun) hayalgücü
müthiş ve zeki iki beyin, bir araya geldiklerinde ortaya böyle bir şaheser
çıkması zaten kaçınılmaz son ama bu kadar olacağını tahmin etmezdim. Daha önce
iki yazarın birlikte yazdığı hikayeler (Stephen King-Peter Straub örneğin)
okumuştum ama bu denli bir uyum sadece Kıyamet Gösterisi’nde var. Sonsöz’de
belirtildiği gibi; “Neil, Terry’yi bir
cümle için tebrik etti, ama Terry onu kendisinin yazmadığından emindi, Neil da
kendisinin. İkisi de, içten içe, bir noktada kitabın kendi kendine metin
üretmeye başladığından şüpheleniyorlardı, ama tuhaf görülmek korkusuyla bunu
başkalarının önünde itiraf etmediler.”
Kimbilir belki gerçekten de kitap
kendi kendine metin üretmiştir, en azından bu işte Crowley’nin değil ama Aziraphale’in
parmağı var deseler hiç şüphesiz inanırım.
Kıyamet Gösterisi eğer
orijinaline uygun şekilde sinemaya uyarlanırsa (ki şu an yeni başlayacak
Lucifer adlı dizi Neil Gaiman uyarlaması, büyük umutlarla bekliyoruz kendisini)
kült bir film olacağı kesin fakat şimdiye dek yapılan iki girişim tabii ki de
bütçe nedeniyle rafa kaldırıldı. Doğru bir cast, iyi bir yönetmen ve Neil
Gaiman’ın senaryosuyla yeme de yanında yat bir uyarlama olur, umarım olur.
Bu arada unutmadan; kitabın
çevirisini Niran Elçi yapmış ve şimdiye dek okuduğum en iyi çevirilerden biri
olmuş diyebilirim. Kitabın kapağı olsun baskısı olsun gayet iyi, İthaki
Yayınevi yine çok iyi bir iş çıkarmış.
Crowley ve canından çok sevdiği arabası Bentley
Kıyamet Gösterisi insanoğlunun
cevabını en çok merak ettiği ve bu cevabı öğrenmekten korktuğu
cennet-cehennem-kıyamet-ölüm konusunu akıcı ve esprili bir dilde önümüze koyan
eşsiz bir kitap. Asıl korkmamız gereken şeyin öteki dünya değil de bu dünya
olduğunu, günahın kaynağını, insanoğlunun içindeki Mahşer’in Atlıları’nı sizi
sıkmadan, cümleler içinde boğmadan, güldürerek ve düşündürerek altın tepside
sunuyor önünüze. Esrarengiz Plan’ın bir parçası olan bizlere ise geriye onu
alıp okumak ve düşünmek kalıyor.
Ve biz de gülüyoruz ağlanacak
halimize.
B.Kumbay / 05.09.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder