Mavi Unutmanın Rengidir…
10 Nisan 2009, sabaha karşı.
Ekonomik krizden nasibini almış binlerce işsiz
insan belediyenin açtığı 1000 kişilik kadroya girebilmek için kuyruğa girmiş.
Birden bastıran sisi yaran xenon farları ile bir
Mercedes SL500 insan kalabalığının içine dalıyor, hız kesmeden 8 kişiyi
katlederek ve bir çoğunu ağır şekilde yaralayarak ortadan kayboluyor.
Yaklaşık bir yıl sonra Mercedes’li Katil davasını
çözemeyen polislerden biri olan Billy Hodges emekli oluyor. Hodges emekliliğin
getirdiği boşluk içerisine düşüyor ve tam da karanlığa sürüklenirken Bay
Mercedes olduğunu iddia eden birinin gönderdiği mektup eline geçiyor ve her şey
birden değişiyor.
Merak edenler için, 2010 model gri bir Mercedes
SL500.
Stephen King okumaya başlayalı tam 22 yıl olmuş ve
bu 22 yıl “Stephen King korku yazmıyor muydu?” sorusuna cevap vermekle geçti.
Evet King korku yazar ve hayır sadece korku yazmaz ve size inanılmaz gelebilir
ama korku türünde yazmadığı bazı eserleri en muhteşem olanlarındandır. King’in
korku-gerilim-dram-aşk karışımı bir tarzı vardır hatta bazı eserlerinde
bilimkurgu kokusunu dahi alabilirsiniz. King polisiye-cinayet türünde yazmaya
son yıllarda başlamış ve bu türle ilk olarak Colorado Kid ile karşımıza çıkmıştır.
Colorado Kid – Haven’ın uyarlandığı hikayedir – başarılı bir çalışması değildir
kanımca, belki de kısa hikaye olması nedeniyle okuyucuyu doyuramaması bunun
nedenlerindendir.
King’i çok severim ama asla fanatiklik derecesinde
ve koşulsuz bir sevgi değil. Colorado Kid sonrası aynı tarzda bir üçleme – Bill
Hodges Üçlemesi – yazmaya başladığını duyduğumda aklımda soru işaretleri oluşmuştu.
Mr. Mercedes’in adını duyduğumda bir an olsun içimin rahatlaması, King’in
yazdığı her arabanın birbirinden korkunç olaylara karışmış araçlar olması hatta
Christine gibi bazılarının bizzat olayların merkezinde olmasındandı. Kitabı
okuduğumda bir kez daha yanılmadığımı gördüm ve Sadık King Okuyucusu olmanın
verdiği sevinç ve gurur ile bir kez daha göğsüm kabardı.
Bay Mercedes’in en beğendiğim yanı anlatım dili
oldu. King kitabı oldukça sade ama basitlikten uzak bir dilde yazmış. Olayları
başta Billy Hodges ve Brady Harstfield olmak üzere birçok kişinin gözünden
anlatmış King. Karakterler hepimizin konuştuğu gibi konuşuyor; seviniyor,
kızıyor, üzülüyor, küfrediyor. Yazım dili haricinde kitapta size tebessüm
ettirecek birçok detay var; bilgisayar kullanmayı bilenler bilmeyenler, arabası
olanlar olmayanlar, boy band için ölen kardeşi olanlar olmayanlar birçok hoş
detay bulabilir hikayede. King her kitabında olduğu gibi bu kitabında da teknik
açıdan iyi bir araştırma yapmış, doğru danışmanlarla çalışmış. Otomotiv
sektöründe danışmanlık yapmakta olduğumdan özellikle arabalar ile ilgili
verdiği detayları zevkle okudum. Yalnız tek bir itirazım var Bay King’e, onu da
yazının sonunda dile getireceğim.
Bu paragraftan sonrası kitabı okuyan Sadık Okuyucu
için yazılmıştır. Kitabı okumayan sizler eğer
okumayı düşünüyorsanız Bay Mercedes’in bir üçlemenin ilk kitabı olduğunu
ve alışıldık bir King kitabı olmadığını göz önüne alınız. Bay Mercedes
polisiye-cinayet-gerilim türünde bir kitap, kitapta doğaüstü bir durum yok,
korku düzeyi sıfır o nedenle beklentileriniz bu yönde ise bu kitap size göre
değil. Stephen King bir Agatha Christie değil elbet fakat ben kitabı oldukça
başarılı buldum. Üçleme için şimiden tv dizisine uyarlama kararı verildi ve
doğru oyuncularla iyi bir polisiye gerilim izleyeceğimiz garanti. Yapımcı David
E. Kelley, oyuncular ile ilgili çalışma henüz tamamlanmadı. Kitabı okumayan ve
okumayı düşünenler, yollarımız burda ayrılıyor. Size uzun günler hoş geceler
dilerim.
Evet gelelim asıl meseleye. Bay Mercedes’in beğendiğim bir diğer yanı her King hikayesinde oldukça sağlam olan karakterlerin anlatımı. Özellikle Bay Mercedes Brady Harstfield’ın çocukluğundan itibaren hayatı, annesi ile ilişkisi, kardeşinin başına gelenler ve Bay Mercedes’e dönüşme süreci çok iyi anlatılmış. Brady’nin hissettiklerinin kağıda çok başarılı olarak döküldüğünü düşünüyorum, o derece ki Brady’yi kitabı okurken neredeyse dokunabileceğim kadar yakınımda hissettim diyebilirim. Hikayenin baş kahramanı Billy Hodges’un karakteri de oldukça sağlam; emekli olduktan sonraki gel gitleri, Janelle Patterson ile ilişkisi, Jerome Robinson ile olan arkadaşlığı basit ve sağlam bir anlatımla bizlere sunuluyor. Gereksiz diyalog yok, duygu sömürüsü yok, edebiyat yapayım diye uzatılmış ağdalı cümleler yok, her şey kısa ve öz. King karakterler dışında mekanlar konusunda da başarılı. Genelde Bangor ve Maine’de geçen hikayelerinin aksine Bay Mercedes Amerika’nın bilinmeyen bir Orta Batı şehrinde geçiyor. Mekanlar ve olaylar o kadar güzel aktarılmış ki kitabı okurken “bu kesinlikle benim de başıma gelebilir” dedirtiyor insana. Arabayı kilitlemeyi unutursam ya da yedek anahtarı içerde bırakırsam benim arabamın da başına bunlar gelebilir diyorsunuz mesela. Otomotiv sektörüne aşina olduğumdan “valet key” in ne olduğunu ve ne işe yaradığını biliyorum ama tahminim bir çok okuyucu bu konuda google’a başvurmuştur ya da ilk fırsatta arabasının kullanma kılavuzu içerisinde yedek anahtar var mı yok mu kontrol etmiştir. Bir süre buzdolabında birden beliren kıymayı tüketmek konusunda da temkinli davranacağız değil mi?
Sadık Okuyucu bilir, King’in yazdığı hemen hemen
her hikaye örümcek ağındaki çiğ taneleri misali bir şekilde birbirine bağlıdır.
Bay Mercedes de bu bağlantılardan nasibini alıyor.
Billy Hodges’un Mavi Şemsiye’deki kullanıcı ismi
kurbagakermit19
Janelle Patterson’ın daire numarası 19-C
Gri Mercedes’in sahibi Olivia Trelawney’in Mavi
Şemsiye’deki kullanıcı ismi otrelaw19
Round Here konser saati: 19:00
19 göndermesi dışında birçok kitabında görmekte
olduğumuz (en son 22/11/63 ile karşımıza çıkmıştı) Pennywise’a gönderme Bay
Mercedes’te de var;
“Bay Mercedes’in katliamda taktığı maske
kanalizasyonda dolaşan bir palyaço ile ilgili tv şovundaki palyaço Pennywise’ın
maskesine çok benziyor.”
Bunlar dışında King’in kitapta yer verdiği birçok
hoş gönderme okurken tebessüm etmenize neden oluyor. Örneğin King’in yazarından
da kitaplarından da hoşlanmamasına rağmen Discount Electronix’in
kasiyerlerinden birinin Alacakaranlık (Twilight) okuması beni bir hayli
güldürdü.
Bay Mercedes’te iki King kitabını anımsadığım
kısımlar da oldu benim. Örneğin konser ve bomba olayı bana Insomnia’daki
konferans ve bomba olayını; Brady Harstfield’ın 3 sene sonra hiçbir şey
olmamışçasına komadan çıkması ise Dead Zone’u hatırlattı. Yakın zamanda Amerika’da
çıkacak olan serinin ikinci kitabı Finders Keepers’da ve üçüncü kitapta belki bu iki
hikayeye de uğrarız kim bilir.
Bay Mercedes’in tv uyarlaması konusunda da diyecek
bir iki lafım var. Oyuncular iyi olduktan sonra dizi uyarlamalarına bir
itirazım yok; üçlemenin Kara Kule ile ciddi bağlantıları olmadığı için
yapılamaz, uyarlanamaz da demiyorum ama oyuncuların sağlam olması şart. Örneğin
Brady Harstfield; karakteri okuduğum ilk dakikadan itibaren gözümün önüne gelen
isim Michael Pitt idi, kesinlikle çok çok iyi bir seçim olur duyun sesimi.
Hayvan Mezarlığını okurken Louis karakteri için gözümün önüne Dale Midkiff’in
gelmesi ve tesadüfe bakın ki (!) filmde Louis’i Dale Midkiff’in canlandırması
boşuna değildi, bu işlerden az çok anlarım.
Ve kıssadan hisse; lütfen bu kitabı Sadık Okuyucu
okusun. Etrafta mantar gibi biten King okuyucularının sevebileceği tarz
bir kitap olduğunu düşünmüyorum. King’i anlamış, sindirmiş, tüm kitaplarını okumuş Sadık
Okuyucu’nun ise kitabı beğenmeme ihtimali yok. Daha önce de dediğim gibi King
bir Agatha Christie olmayabilir ama polisiye-gerilim türünde de başarılı
olduğunu Bay Mercedes’le görmüş oluyoruz. Finders Keepers'ı ve üçüncü kitabı da
sabırsızlıkla bekliyoruz, bakalım Billy – Brady kapışmasının sonu nasıl
bitecek.
Son sözüm Sayın Stephen King’e.
Sayın ustam, tipik
bir Amerikalı olarak kitaplarınızda Amerikan arabalarını övmeniz gayet normal.
Bu kitabınızda ise Alman mühendisliği eseri Mercedes’i övmüşsünüz ne hoş ama
Honda ve Subaru gibi gayet sağlam Japon arabalarına çamur atmanızı size hiiç
yakıştıramadım. Hele ki sonlara doğru Brady daha büyük olmasına rağmen
annesinin Honda’sını kullanmaya çekiniyor nedeni ise motorunun bozulacağından
korkması. Sayın ustam; hangi Honda’nın motoru bozulmuş şimdiye kadar? Motorun
bozulması ne demek? Bırakın motoru Honda’nın şanzımanında bile sorun çıkmaz bu
konularda en sağlam arabalardan biridir. Araba uzun zamandır evin önünde
bekliyor diye Brady akünün biteceğinden korksa her türlü kabulüm ama motorun
bozulması? Altınızda elektrikli Chevy Volt var sayın ustam, bırakın şu dandik
Amerikan malını alın bir Honda Hybrid de binin bakalım japon mühendisliği nasıl
oluyormuş.
Bir daha görmeyeyim…
Bkumbay (Honda Kalite Sistem Danışmanı) /
25.01.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder