11 Kasım 2011 Cuma

Another Earth

Uzayda hayat olup olmadığı insanlığın varoluşundan beri merak edilen en önemli sorulardan biridir. Acaba orda bizim gibi birileri var mı, bizim gibi mi yaşıyorlar, savaşıyorlar, seviyorlar, nefret ediyorlar? Peki, bir gün yüzünüzü gökyüzüne kaldırdığınızda Dünya’nın aynısını görseniz ne yaparsınız? Benzerinizin de orada yaşadığını bilseniz, sizinle aynı tarihte doğmuş, aynı yerlere gitmiş, aynı insanları sevmiş, aynı mesleği seçmiş; karşısına çıkıp yüzleşebilir miydiniz? Yaptığınız hataları yapıp yapmadığını sorabilir miydiniz? Yapacağınız hatalar için onu uyarmaya cesaret edebilir miydiniz?

Another Earth’de her ne kadar gökyüzünde Dünyamızın ikizini görüyor olsak da film bilimkurgudan uzak, insan ruhu ve sevgi-nefret üzerine yoğunlaşan bir dram. Filmin başkahramanı Rhoda henüz üniversiteye kabul edildiği gece sarhoş olur, eve dönüş yolunda alternatif Dünya’nın haberini alır. Gökyüzünde diğer Dünya’yı görmeye çalışırken Profesör John Burroughs, hamile karısı ve küçük oğlunun içinde bulunduğu arabaya çarpar. Kaza sonucu John’un karısı, oğlu ve doğmamış kızı ölür, Rhoda hapse girer. Hapiste geçirdiği 4 yıl boyunca vicdan azabıyla yüzleşen Rhoda dışarı çıktığında yapamayacağı mesleğini, okuyamayacağı üniversiteyi, arkadaşlarını ve umudunu kaybetmiş bir halde ailesinin yanına döner. Oldukça zeki olmasına karşın insanlardan olabildiğince uzak kalmaya çalışan Rhoda, bir lisede hademe olarak çalışmaya başlar. Vicdan azabından kurtulamaması alternatif dünyaya bilet kazanmak için yapılan yarışmaya katılmasına neden olur. Bu arada John da kaza sonrası uzun süre komada kalmış, sonrasında ise evinde inzivaya çekilmiştir. Rhoda’nın özür dilemek için John’un kapısına dayanmasının beklenmedik bir sonucu olacak, gerçekleri söylemeye cesaret edemeyen Rhoda John’un evini temizlemeye başlayacaktır. Bu sırada tüm dünya diğer dünya ile iletişime geçmeye ve bu gizemi çözmeye çalışmaktadır. Sonunda bir gün bir SETI çalışanı alternatif dünya ile iletişime geçmeyi başaracaktır.

Another Earth tanınmamış yönetmeni ve oyuncularıyla düşük bütçeli bir dram. Konusu her ne kadar bilimkurgu severlerin iştahını açar gibi görünse de hikayenin bütününe bakıldığında insan ilişkilerini irdeleyen sıradan bir konusu olduğu ortada. Film Mike Cahill’in henüz ikinci yönetmenlik denemesi, senaryo yine Cahill ve başrol oyuncusu Brit Marling’in kaleminden çıkmış. Filmin düşük bütçesinden mi yoksa yönetmenin tarzından mı bilinmez ama kurgu oldukça sade, bazı sahnelerde görülen üst üste yakın çekimler göze pek hoş görünmüyor. Oyunculuk da kurgu kadar sade ve vasatın üstüne çıktığını söyleyemem yine de tüm bunlar bir araya gelince hikâyenin gerçeklik dozunu artırmış. Filmin içine rahatça girip olaylara kendinizi kolayca adapte edebiliyorsunuz. Başroldeki iki karakter arasındaki sevgi-nefret duyguları iyi işlenmiş, film sizi sıkmadan kendini izletebiliyor. Benim filmde en çok beğendiğim şeyse alternatif dünya olgusunun bilimsel ve teknolojik açıklamalar olmaksızın sadece haberler ile işlenmesi ve olayın gizeminin finale kadar korunması oldu. Yine final başlı başına tatmin edici, bu bakımdan Another Earth bana göre izlenmesi gereken bir film. Gökyüzünde kendine ait Ay’ı ile süzülen masmavi Dünya’yı görebilme ihtimalini düşündürmesi ile bile izlenmeyi hak ediyor.

Bir sürü hata yaptınız, geriye dönülmeyecek yollara girdiniz, dünyanızdan kaçmak ve alternatif bir dünyada diğer sizle tanışmak istiyorsunuz. Peki diğer sizin sizi bekleyeceğini de nereden çıkarıyorsunuz?


B.Kumbay / 11.11.11

Hiç yorum yok:

Apple Airtag ile Kedi Takibi

  Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...