İnsan hayranı olduğu yazarı ne kadar sevebilir, okuduğu
kitaplardaki karakterleri ne kadar yakın hissedebilir kendine ve bunları ne
derece takıntı yapabilir? Bunların uğruna hırsızlık yapabilir mi, cinayet işleyebilir
mi hatta ölebilir mi? Morris Bellamy için bu sorularının tümünün cevabı evet, o
takıntı derecesinde sevdiği roman kahramanı Jimmy Gold için gözünü karartan bir
hayran; Sadık Okuyucu’nun en tehlikeli ve ölümcül türü.
Morris Bellamy 1978 yılında hayranı olduğu Jimmy Gold uğruna
yazar John Rothstein’ın yüzlerce taslak defterini ve parasını çalar, hazinesini
dere kenarında bir ağacın altına gömer ve ne yazık ki kıymetlisine kavuşamadan başka bir suçtan kendini
hapiste buluverir. On yıllar sonra henüz bir çocuk olan Peter Saubers tesadüfen
gömülü hazineyi keşfeder; hazine artık el değiştirmiştir, sonuçta bulunan şey “Kim
Bulduysa Onundur”.
Şehrin bir diğer köşesinde hayatının aşkını kaybetmenin
acısını atlatmaya çalışan emekli polis Bill Hodges “Kim Bulduysa Onundur”
isminde bir ofis açmış kayıp ve çalıntı şeylerin sahiplerine geri dönmesini
sağlamaktadır. Bay Mercedes Brady
Hartsfield ise komadan çıkmıştır, hastanededir ama eskisi gibi değildir artık.
Kim Bulduysa Onundur Bill Hodges üçlemesinin ikinci kitabı.
Hikayeye baktığımızda Bay Mercedes’in devamı değil de bir nevi geçiş hikayesini
olduğunu görüyoruz. Stephen King kitapta en büyük kabusu olan “Fanatik Hayran”
olgusunu bir kez daha işlemiş; daha önce Sadist’te bunun çok güzel bir
örneğiyle karşımıza çıkmıştı. Hikaye ilkinden tamamen bağımsız olmasa da Bay
Mercedes’i okumadan okuduğunuzda rahatlıkla anlayabileceğiniz bir yapısı var bu
nedenle bir üçlemenin parçası olarak zayıf kalıyor ama kurgu olarak
gerilim-polisiye tarzında sağlam bir kitap. Polisiye-gerilim tarzı Sadık
Okuyucu’nun alışkın olduğu bir tarz değildir, özellikle benim gibi bu tarzı
okumayı normalde tercih etmeyenler için zorlu bir mücadele. İlk iki kitabı
karşılaştırdığımda Bay Mercedes’i daha çok beğendiğimi söylemem gerek, bunun
nedenlerinden biri hikayenin heyecan dozu idi, bir diğeri King’in üçlemeyi
yazmayı düşünürken Brady Hartsfield’a odaklanmış olması olabilir. Kim Bulduysa
Onundur’un kötüsü Morris Bellamy her ne kadar biz Sadık Okuyucu’ya benziyorsa
da –aramızda Kule’nin son sayfasını okuduktan sonra King’in evine baskın
yapmayı düşünenler vardır elbet- Brady Morris’den birkaç adım önde. Morris
yaptıklarını sevgi uğruna yapıyor bir nevi, Brady ise zevk için yapıyor ki
kötülüğün son noktası bu olsa gerek.
Kim Bulduysa Onundur’u okurken özellikle gelişme bölümünde sıkıldığımı itiraf etmeliyim, üçlemelerde ikinci kitap genelde sıkıntılıdır zaten, tümüyle hikayenin gelişme bölümünü içerdiği için okuması zaman zaman zor olabilir. Kitap tam anlamıyla ikinci kitap olmamasına rağmen 300. sayfaya kadar düşük temposuyla beklentileri tam anlamıyla karşılamıyor fakat 300. sayfadan sonra uçuşa geçiyor ve bize istediğimizi fazlasıyla veriyor.
Bay Mercedes yazımı yazarken de belirttiğim gibi “lütfen bu kitabı Sadık Okuyucu okusun.
Etrafta mantar gibi biten King okuyucularının sevebileceği tarz bir kitap
olduğunu düşünmüyorum. King’i anlamış, sindirmiş, tüm kitaplarını okumuş Sadık
Okuyucu’nun ise kitabı beğenmeme ihtimali yok.” Şimdi izninizi rica
edeceğim, ispiyon verme zamanı.
Kim Bulduysa Onundur’un tam anlamıyla bir devam kitabı
olmamasına bozulmadım değil fakat kitabın ikinci yarısında Bill’i, Jerome ve
Holly’yi görmek güzeldi. Hele ki Brady Hartsfield’ı hastane odasında ziyaret
etmek ve o tak tak sesleri. Kaza geçirmiş insanların doğaüstü güçler kazanması
olgusu King okuyucularının alıştığı bir durumdur fakat King tarihindeki en
azılı ve tehlikeli psikopatlardan biri olan Brady Hartsfield’ın tenekinezi
güçlerinin olduğunu görmek bizi oldukça sağlam bir final kitabının beklediğine
işaret ediyor. Evet serinin üçüncü kitabı olan “End of Watch”da Brady
Hartsfield geri dönüyor hem de gümbür gümbür.
Kitapta Bay Mercedes’deki kadar gönderme olmasa da bir iki
yerde 19 karşımıza çıkıyor, bunun dışında hikayenin Kara Kule Evreni ile
herhangi bir bağlantısı yok. Bir yerde Esaretin Bedeli’ne ufak bir gönderme var
o kadar.
Kim Bulduysa Onundur’un finali sağlam, King’in başarılı
sonlarından biri. Sevginin insana her şeyi yaptırabileceğini gösteren vurucu
bir final, okurken hem geriyor hem de heyecan seviyenize tavan yaptırıyor. Brady
Hartsfield ile ilgili final beklediğimiz gibi, fotoğraf çerçevesi ilk tak’ladığında
ne olacağını az çok tahmin etmiştik zaten, bu açıdan sürpriz yok.
Kıssadan hisse; Sadık Okuyucu olarak kendimizi sorgulamamıza
neden olabilecek bir hikayeyi barındıran, pek de alışık olmadığımız türden bir
King kitabı karşımızdaki. Kim Bulduysa Onundur’u okurken yer yer sıkılmış
olabilirsiniz ama büyük ihtimal son yüz sayfada kitabı elinizden bırakamadınız.
Bir de nedense insanın moleskine defter alası geliyor, en azından benim alasım
geldi.
Not: Kitapta Thomas Newman ve John Williams’ın adının geçmesine pek bir
bayıldım, ne de olsa Stephen King işini bilir.
B.Kumbay - 02.11.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder