12 Ağustos 2012 Pazar

22/11/63

22/11/63'ün kapağı da kendisi gibi orijinal; ön kapakta gerçek ve arka kapakta kelebeğin etkilediği gerçek.


Geçmiş dik kafalıdır. Değişmek istemez. – 22/11/63

Bu yazı yer yer ispiyon içermektedir.

ABD'nin otuz beşinci başkanı John Fitzgerald Kennedy, 22 Kasım 1963 cuma günü saat 12.30'da Dallas'da Lee Harvey Oswald tarafından öldürülür. Bu ölüm soğuk savaşın hüküm sürdüğü dünya üzerinde dengelerin değişmesine yol açtığı gibi bu suikasta şahit olan birçok Amerikalının üzerinde derin izler bırakır. Bir devir bir cinayetle kapanmış, tarihin akışı bambaşka bir yöne doğru değişmiştir.

Jake Epping Maine’in Lisbon Falls kasabasında yaşayan orta yaşlı bir edebiyat öğretmenidir. Alkolik karısından boşandıktan sonra kendine yeni bir hayat kurmaya niyetli olan Jake öğrencilerine verdiği ödevleri okurken okulun hademesi olan Harry Dunning’in kompozisyonundan çok etkilenir; Harry ve ailesinin geçmişte yaşadıkları olayla dehşete düşer. Bu sırada kasabanın Şişkoburger’i ile ünlü karavandan bozma lokanta Al’s Diner’ın sahibi ve aynı zamanda Jake’in arkadaşı olan Al Templeton akciğer kanserinden ölmek üzeredir. Ölmeden Jake’e hayatının sırrını veren Al’ın aynı zamanda Jake’den hayatını ve hatta tüm tarihin akışını değiştirecek bir son isteği vardır; 9 Eylül 1958’e gidebilmesini sağlayan bir tavşan deliği keşfeden Al Jake’den J.F. Kennedy suikastını engellemesini ister. Geçmişe yaptığı kısa süreli yolculuk ve bu istek karşısında şaşkına düşen Jake, Harry ve ailesini kurtarabilmek adına bu isteği kabul eder ve George Amberson olarak 1958-1963 yılları arasında Maine, Derry, Jodie Kasabası ve Dallas’da geçireceği yaşamına ilk adımını atmış olur.






 22/11/63, 816 sayfalık bir bilimkurgu-tarih yolculuğu. Stephen King’in şimdiye dek yazmış olduğu belki de en yoğun dokuya sahip, tarz olarak benzersiz bir King kitabı. Gerek yazılı gerekse görsel olarak işlenmesi ve anlaşılması zor olan geçmişe – geleceğe yolculuk kavramını yürek burkan bir aşk hikayesi ile birleştiren, özellikle anlatım dili açısından inanılmaz başarılı bir kitap. 1960’lı yılların Amerika’sı, insanları, gelenekleri, yiyecek-içecek kültüründen tutun giyim-kuşam tarzına dek ince ayrıntılarla bezenmiş bir hikaye karşımızdaki. Tabii bu arada ana fikir olan J.F. Kennedy suikastını, suikastçı Oswald ve ailesi ile suikastın nedenlerini iki farklı insanın gözünden beş yıla yayılmış uzun bir sürede adım adım anlatan bir kitap ve bunu yaparken yoğun Amerikan kültürü barındırmasına rağmen sizi hiç sıkmıyor çünkü hikayenin temeli olan Jake karakteri o kadar sağlam kurulmuş ki ilk sayfadan itibaren Jake’le tavşan deliğinden geçiyorsunuz, Jake’in Ford’unda yolcu koltuğundasınız, Derry’de Jake’le birlikte geziyorsunuz.

22/11/63 zaman olarak değil ama mekan olarak bölünmüş bir kitap. - İki farklı - 2011’de geçen hikayenin giriş ve sonuç bölümleri oldukça kısa ve öz olmasına, 1958-1963 arasında geçen gelişme bölümü ise neredeyse beş yıl ve beş farklı mekanda geçmesine rağmen olayların gidişatındaki heyecan, akıcılık ve genel yapı kesinlikle bozulmuyor. Jake’in Maine Lisbon Falls’da başlayan geçmişe dönüş macerası yine Maine Derry’de Dunning Ailesi’ni kurtarmasıyla devam ediyor, nihayetinde Jake Jodie Kasabası’na yerleşiyor, hayatının aşkı Sadie Dunhill ile tanışıyor ve 1963 yılına kadar öğretmenlik yaparak hayatının en güzel yıllarını yaşıyor. Genelde bu tür konsantre ve detaylı bir hikayenin içerisinde aşkın işlenmiş olması hikayenin yapısını tamamen allak bullak etmeye yetecekken 22/11/63’de aşk hikayeyi tamamlayan bir unsur, kitabın ruhu ve kalbi tabii bunda karakterlerin çok sağlam olması ve King’in inanılmaz anlatım dilinin etkisi bir hayli fazla.

Karakter demişken özellikle birkaç karakterin detaylarından bahsetmeden geçemeyeceğim; Jake Epping şimdiye dek King Evreni’nde görmüş olduğum en sağlam karakterlerden biri. Yapı olarak bana Insomnia’daki Ralph ve Tılsım-Kara Ev’deki Jack Sawyer’ı hatırlatan Jake, zayıf ve güçlü yönleriyle o kadar güzel yansıtılmış; geçmişteki kişiliği ile kendi kişiliği arasında yaşadığı gelgitler o kadar güzel anlatılmış ki, kitap bittiğinde birçoğunuzun benim gibi Jake için gözyaşı dökme ihtimali bir hayli fazla.

Jake’i yaşadığı maceraya bulaştıran Al her ne kadar kitabın başında ölüyor olsa da, tuttuğu mavi kapaklı günlükle tüm hikaye boyunca adını andığımız bir karakter oluyor. Lokantasında gayet ucuza sattığı ve etrafta ne etinden yapıldığının belli olmadığı ile ilgili söylentiler dolaşan lezzetli Şişkoburger’in ana malzemesini 1958’e sürekli yapmış olduğu yolculuklardan temin ettiğini öğrenmiş olduğumuz Al bu sırada zaman-mekan çizgisine zarar vermiş ve Oswald Ailesini gözleyerek J.F. Kennedy suikastının önlenmesi için bir yol haritası çıkarmıştır.

Karakterlerden Hary Dunning Jake’in bu tehlikeli ve bilinmezlerle dolu maceraya atılması için en önemli etken. Jake’in öğretmenlik yaptığı okulda hademe olan Harry’nin bacağı aksak, bu yüzden hayatı boyunca çocukların alay konusu olan Harry bu sakatlığın nedenini kelimelere döktüğünde çocukluğunda babasının yaptığı katliamdan şans eseri kurtulduğunu öğreniyoruz. Annesi ve kardeşleri kendisi kadar şanslı olmayan Harry’ye yardım etmeye kararlı olan Jake hiç düşünmeden tavşan deliğinden geçiyor. Harry hikayenin sonunda farklı bir 2011’de yine karşımıza çıkacak.

Ve Jake’in hedefine varmasına / neredeyse varamamasına neden olan Sadie Dunhill. Yirmili yaşlarının sonlarında kötü bir evlik geçirmiş kendi halinde bir kütüphaneci olan sakar Sadie, uzun boyu, sarı saçları ve güzelliğiyle Jake’i büyüleyerek hayatının merkezi haline geliyor. Kocası Johnny tarafından saldırıya uğrayarak yüzünden yaralanan Sadie istemeyerek de olsa hastane masraflarına yardımcı olmak isteyen Jake’in finansal olarak çökmesine ve beraberinde tefeciler tarafından saldırıya uğramasına neden oluyor; yine de Jake’e olan aşkı uğruna canı pahasına Oswald’ı durdurmayı başarıyor.

Hikayenin öne çıkan karakterlerinden Deacon Simmons Jodie’deki lisenin müdürü; Jake’e görevinde yardımcı oluyor, Deacon’ın karısı olan kütüphaneci Mimi Corcoran Simmons Jake’in öğretmen olarak işe başlamasına ön ayak olan ve Jake’i Sadie ile tanıştıran isim. Ellen Dockerty ise Mimi’nin ölümü sonrası görevini bırakan Deke’in yerine geçen ve yine Sadie yardımları büyük olan lisenin müdürü. 

                                                         Marina ve Lee Harvey Oswald.


Lee Harvey Oswald askerlik görevinden sonra bir süre Rusya’da yaşayan ve nihayetinde eşi Marina ve kızı ile Dallas’a yerleşen kendi halinde fakat aşırı komünist ve şiddet yanlısı biri. Karısı Marina’ya şiddet uygulayan Lee tutunamadığı aile, arkadaş ve iş çevresinde sevilmeyen bir isim. Jake’in sürekli takibinde olduğunun bilincinde olmaksızın Teksas Okul Kitapları Deposu’nda işe giriyor ve J.F. Kennedy’yi öldürme emeliyle pusuya yatıyor. George de Mohrenschildt sözde Lee’nin arkadaşı gibi görünen ama amacı onu başta General Walker suikastını gerçekleştirmek için beynini yıkamak olan bir Sovyet göçmeni. George’un çevresindeki diğer Rus göçmenler Marina ve bebeklerine yardım etmek amacıyla sürekli Oswald Ailesi’nin çevresinde dolanıyor.

Turuncu Kart Adam – Siyah Kart Adam – Kyle; Al’ın geçmişe yaptığı yolculukların tanıdığı bir sima. Al tarafından turuncu kartlı olarak görülüyor fakat Jake - JimLa ikinci geçişini yaptığında kartının rengi siyaha dönüyor ve kendi boğazını keserek intihar ediyor.

Yeşil Kartlı Adam – Zach Long Jake’in dönüş yolculuğunda karşısına çıkıyor ve Jake’in tüm planlarını alt üst ediyor. Şapkasındaki kartın bir tür zihin-akıl testi olduğunu öğrendiğimiz Zach hangi zamandan geldiğini bilmediğimiz biri fakat kesinlikle Dünya gezegeninden olduğunu biliyoruz.

22/11/63’de daha birçok yardımcı karakter var ama yine bazı kitaplarda olduğu gibi karakterlerin fazlalığı hikayenin anlaşılmasına engel teşkil etmiyor.

Stephen King’in 22/11/63’ü yazarken yapmış olduğu araştırmanın boyutu inanılmaz. Özellikle bazı detaylar inanılmaz zevkli; kolanın geçmişte nasıl içildiği, uçağa nasıl binildiği, kimlik kartları, diplomalar, ehliyetlerin nasıl olduğunun detaylarını okumak çok zevkliydi. Yine Kennedy suikastı ve Oswald Ailesi ile ilgili tarihi bilgiler okuyucuyu çok sıkmayacak şekilde verilmiş; gerçek olayların geçtiği gerçek mekanlara bizzat giden King kitapta suikastın gerçekleştirildiği mekanları Turtle Creek’den Teksas Okul Kitapları Deposu’nın iç mekanına kadar detaylı şekilde anlatmış. Göze çarpan bir diğer detay ise suikast sonrası Jake – George’un FBI ajanı James P. Hosty ile diyalogu; okurken beni en çok heyecanlandıran bölüm olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.


                                                         Teksas Okul Kitapları Deposu

Ve gelelim hikayenin temeli olan zamanda yolculuk olgusuna. Öncelikle tavşan deliğinden 1958’e geçildikten sonra geleceğe geri dönüldüğünde sadece 2 dakikanın geçiyor olması ve geçmişe tekrar dönüldüğü anda her şeyin sıfırlanması müthiş bir kurgu. Al’ın geçmişten aldığı aynı eti yüzlerce kez gelecekte şişkoburger olarak satması, geçmişe eşya götürülebilmesi, geçmişten eşya getirilebilmesi ve tüm bunlara rağmen Jake’in her şeyin sıfırlanamayabileceği olasılığını fark etmesi. Daha sonradan Yeşil Kart Adam Zach tarafından balona benzetilen tavşan deliği, zihnin delirme derecesini ölçen yeşil-sarı-turuncu-kahverengi-siyah kart ve finaldeki 2011 senesi bana göre King’in bilimkurgu türündeki iddiasının kanıtlarıdır.

Ve final; Dünya açısından mutlu olsa da Jake açısından büyük bir yıkımla sonuçlanan final King’in oğlu Joe Hill’in eseri. Bu açıdan Hill’e teşekkürlerimi sunuyorum çünkü http://www.stephenking.com/other/112263/112263.html linkinden ulaşabileceğiniz King’in alternatif sonunda Sadie evli, çoluk çocuğa ve toruna karışmış; Jake tüm bunları internetten araştırıp görüyor ve kitap önsözünde yer alan aşağıdaki cümle ile hayal kırıklığı içerisinde bitiyor.

“To the loving eye, even smallpox scars are beautiful”.
“Aşık bir göze, çiçekbozuğu yaraları bile güzel görünür”.

(Kitabın önsözünde “Eğer aşk gerçekse, çiçekbozuğu bile bir gamze kadar sevimlidir” şeklinde çevrilmiş, ben kendi çevirimi yazmayı tercih ettim).

"Kimse palyaço kıyafeti giyip kırmızı burun takmış birinin gerçek yüzünü bilemez." - 22/11/63

Ve geldik Kara Kule bağlantılarına; Kara Kule ile bağlantısı olan ve günümüzde 39’u bulan King eserleri arasında 22/11/63 Insomnia’dan sonra en çok bağlantı içeren kitap. Kara Kule’den önce kitabın bizzat IT ile bağlantısı var, bağlantısı demek yanlış aslında çünkü kitabın bir bölümü bizzat It’in geçtiği mekanda ve zamanda geçiyor; Jake Beverly ve Richie ile konuşuyor hatta onlara dans etmesini öğretiyor. Jake Pennywise’ı görmüyor ama onu neredeyse hissediyor.

It dışında Kara Kule ilgili rastladığım kesişmeleri aşağıda sıraladım, büyük ihtimalle benim göremediklerim de vardır, sonuçta her King eserinin yolu Kara Kule’ye çıkıyor.

• 19 sayısı kitapta bir çok yerde karşımıza çıkıyor.
Jake’in Maine plakası 23383IY - 2+3+3+8+3=19,
Yine geçmişteki kırmızı-beyaz Fury’nin plakası 90-811 - 9+8+1+1=19,
Jake’in banka kasası numarası 775 - 7+7+5=19,
Dunning Ailesi 379 Kossuth Sokağı’nda oturuyor - 3+7+9=19,
Sadie’nin eski kocası John Clayton Jake’in Westbrook’daki telefon numarasını tuşluyor;
7-5430 - 7+5+4+3=19.
Lee Harvey Oswald’ın dağıttığı broşürlerden birinde geçen ifade;

"Sam Amca'nın sizi kandırmasına izin vermeyin, detayları öğrenmek için 1919 numaralı posta kutusuna yazın"

• Kaplumbağa
Beverly’nin “kaplumbağayı biliyor musun” sorusu.
Dallas’da suikastın gerçekleştiği mevki Turtle Creek.

• 19 Haziran 1999
Kara Kule IV: Susannah’nın Şarkısı’nda Stephen King’e Lovell Maine’de bir minibüsün çarptığı tarih.
Kara Kule VII: Kule’de Stephen King’e minibüs çarpacakken Jake tarafından kurtarıldığı ve Jake’in öldüğü tarih.
22/11/63’de Vermont Yankee Nükleer Reaktörü’nün patladığı tarih.

• Derry, Maine
It dahil bir çok King hikayesinin geçtiği mekan, Kara Kule’de de geçmekte.

• Takuro Spirit
Kara Kule’de geçen bir araba markası ve modeli. Jake de Dallas’ta bir Takura Spirit görüyor. 

Jackie Kennedy'ye Dallas dışında gittiği şehirlerde sarı gül verilmişti, Jackie Dallas'da ise kırmızı güllerle karşılanmıştı.



“Kaderimizin yıldızlarda yazdığına inanmıyorum ama kan kanı çeker ve zihin zihni çeker ve kalp kalbi çeker”. - 22/11/63

Ve uzun lafın kısası; 22/11/63 King’in okunması gereken en iyi kitaplarından biri. Çoğunluktaki King okurlarının “eski eserleri daha güzel, yenilerde o tat yok” düşüncesine rağmen ben yeni nesil King hikayelerini daha çok severim. Özellikle Lisey’s Story ve 22/11/63 bunların en güzel iki örneğidir. Ve yine birçok King okuru gibi ben “Kara Kule”ci değil “Stephen Kingci”yimdir; her ne kadar her yol Kara Kule’ye çıksa da bütüne baktığımda bir Pet Sematary, bir Insomnia, bir The Stand, bir Dreamcatcher ve bir 22/11/63 bana Kara Kule serisinin verdiği zevkten çok daha fazlasını vermiş, beni çok farklı dünyalara götürmüş ve bana çok farklı duygular tattırmıştır. 22/11/63 de beni geçmişe götürmesi, dünya tarihini değiştiren ve ilgi alanlarımda biri olan J.F. Kennedy suikastını bana yaşatmasıyla benim için çok önemli King kitapları arasına girmiştir.


Stephen King okunmaz, Stephen King yaşanır. 22/11/63’ü yaşamanız ve hissetmeniz dileklerimle.

B.Kumbay / 12.08.2012

Hiç yorum yok:

Apple Airtag ile Kedi Takibi

  Özellikle yaşadığımız 6 Şubat depremi sonrası, dostlarımızın ve çocuklarımızın kaybolma riskini ortadan kaldırmak bir ihtiyaçtan öte gerek...