Bazı kitaplar vardır ki okurken
insanı rahatlatır, kafasını boşaltır, dertlerini unutturur, hele ki hasta
yatıyorsa iyileşme sürecinin bir parçası olur; Cadı Avcısı işte bu kitaplardan.
Bir de kapağına vurulup da aldığınız kitaplar vardır ya, Cadı Avcısı ile tanışmamız
aynen bu şekilde oldu, iyi ki de tanışmışız.
Cadı Avcısı 16. yy
İngilteresi’nde geçiyor; Elizabeth Grey ailesini vebaya kurban veren ve ölümün
pençesindeyken kendisi de henüz çocuk olan Caleb Pace ile tanışan yetim bir çocukken
Caleb ile birlikte saraya gidiyor ve kralın amcası Lord Blackwell tarafından
Cadı Avcısı olarak yetiştiriliyor. Kendini adadığı mesleği uğruna hergün ölümle
yüz yüze gelmesine rağmen ne Caleb’dan ne cadı avcılığından vazgeçemeyen
Elizabeth’in şansı bir gün dönüyor, cadı olarak hüküm giyiyor ve yakılmaya
mahkum ediliyor. Hapishanede can dostu Caleb’ın kendisini kurtarmasını bekleyen
Elizabeth karşısında krallığın en büyük düşmanı güçlü büyücü Nicholas Perevil’i
buluyor. Nicholas Elizabeth’in gerçek kimliğini bilmediği halde onu mutlak
ölümden kurtarıyor ve evine götürüyor. Elizabeth birden kendini kaçacak ve
saklanacak yer olmaksızın iki düşman taraf arasında buluveriyor.
Cadı Avcısı Virginia Boecker’in
ve kaç kitaplık olduğunu bilmediğimiz bir serinin ilk kitabı. Kitabın öyle ahım
şahım bir konusu olmasa da enteresan ve insana kendini derhal sevdiren
karakterleri (kötü adamlar dahil), yazım dili, enteresan ve sıkmayan kurgusu ve
tam ayarındaki heyecan seviyesi ile kendini bir çırpıda okutuyor. Elizabeth
Grey, John, Caleb Pace, Lord Blackwell, Schuyler, Peter, George, Fifer,
Nicholas Perevil hepsi iyi işlenmiş karakterler, okurken hepsini ayrı ayrı
seviyorsunuz (özellikle John’u dememe gerek yok sanırım ama Caleb’ın da seveni
çoktur tahminim).
Cadı Avcısı’nın devam kitabı The
King Slayer Haziran 2016’da Amerika’da
okuyucularıyla buluşacak, bu serinin dizisini de yakında izleriz gibime geliyor
zaten kitap sanki uyarlama yapılsın diye yazılmış, iyi görsel efektlerle şahane
bir uyarlama olacağı kesin.
Ortaçağ İngilteresi (Anglia
Krallığı), cadılar, büyücüler, hayaletler, hortlaklar ve cadı avcıları;
heyecan, gerilim az biraz da romantizm (hayır vıcık vıcık twilight romantizmi
değil, ufacık küçücük olanından) kombinasyonundan hoşlanırım derseniz Cadı
Avcısı’nı okuyun derim. Gayet eğlenceli ve sürükleyici bir kitap, baskı ve
kapak kalitesi de harika, Yabancı Yayınları ve kitabın çevirisini yapan Onur
Özkan harika bir iş çıkarmışlar ortaya. Darısı ikinci kitabın başına.
Burcu Kumbay / 14.02.2016